11. Dünden Yarına Köprüler Kurmak
Bu makalenin kaynağı, Dr. Aladdin Ali'nin “Yürekten Esintiler” adlı kitabıdır.
Giriş: Kalbin Gözüyle Bakmak Her medeniyet, kendi semasında parlayan bir yıldız gibidir; lakin o yıldızın ışığını besleyen, görünmez bir çekirdektir: o medeniyeti var eden insanların kalbi ve aklı. Önünüzdeki bu metin, işte o çekirdeğe yapılan bir yolculuğun, bir vicdan muhasebesinin fısıltılarıdır. Toplumların en derin sancılarının, dışarıdaki düşmanın kılıcından değil, içerideki cevherin paslanmasından kaynaklandığını hatırlatan bir dost uyarısıdır. Liyakatin sürgün edildiği, hürriyetin sadece kelimelerde kaldığı, önceliklerin bir oyun sahasının skorborduna hapsedildiği, riyanın en kalın zırh, cehaletin en rahat sığınak haline geldiği bir iklimin teşhisidir bu. Nehirlerin kaynağından bulandığı gibi, bozulmanın da en tepedeki akıl ve vicdan pınarlarının kurumasıyla başladığını ilan eder. Ancak bu, bir yeis ve karamsarlık çağrısı değil, bilakis bir diriliş müjdesidir. Zira her büyük sıçrayışın, önce fikirde ve ruhta başlayan bir uyanışın, bir inkılabın eseri olduğunu fısıldar. Bu satırlar, o kutlu uyanışa bir davetiyedir.
Toplumsal Sancıların Teşhisi
Ey milletimizin dertlerini ve kederlerini sual eden! İşte kanayan bir kalpten ve tefekkür eden bir akıldan süzülen, hikmet ve edeb lisanıyla senin için kaleme alınmış bazı hakikat parıltıları. Umulur ki gönlünde bir yankı, idrakinde bir ışık bulur:
Milletin İdaresi Hakkında
Vay o milletin haline ki, idaresi ehliyetsizlerin eline geçmiş, liyakat ve dirayet sahipleri ise horlanıp kenara itilmiştir! Bu, asrın alnına sürülmüş bir kara lekedir ki, sefihler baş tacı edilirken, akıl ve feraset sahipleri dışlanır.
Hürriyet ve Fazilet Üzerine
Nefisleri kırbaçla fazilete sürmekle nasıl bir erdem umulur? Kalbi zorlayarak nasıl bir iman beklenir? Asla! Zira hakiki fazilet ancak hürriyet toprağında filizlenir, samimi iman ise ancak özgür seçimin gölgesinde yeşerir. Bunun dışındaki her şey sahtelik ve aldatmacadır. "Dinde zorlama yoktur" (La ikrahe fid-din) ilahi fermanı da buna işaret eder.
Hastalık ve Şifa Hakkında
Dışarıdaki bir musibetin zevali, ancak içerideki kökleşmiş illetlerin ortadan kalkmasıyla mümkündür. İçerideki çürümüşlük giderilmedikçe, dışarıdaki hasma galebe çalınamaz. Kendi vehimleriyle zayıflamış, aldatmacalara kanmış toplumlar silkınıp kendilerine gelmedikçe, kokuşmuş düzenler yıkılmadıkça kurtuluş ufukta görünmez. Önce içimizi ıslah etmeli, sonra dışarıyla mücadele etmeliyiz.
Öncelikler Dengesi Üzerine
Bir oyun sahasındaki mağlubiyetle yerinden oynayan, feveran eden bir milletin; medeniyet, irfan, sanayi ve ahlak sahasındaki büyük hezimetlerine kılının bile kıpırdamaması ne kadar acı ve hayret vericidir! Nasıl olur da daha değersiz olan, daha hayırlı ve kalıcı olana tercih edilir? Önceliklerimiz nasıl da altüst olmuş!
Görünüşteki Dindarlık Üzerine
Hayatıma yemin ederim ki, riyakârlıkla yoğrulmuş, gösterişten ibaret sahte dindarlık; ümmetler için, pervasızca sergilenen açık bir inançsızlıktan daha tehlikeli, daha yıkıcıdır. İlki sinsi bir zehir, ikincisi ise açık bir düşmandır. Aldatan dindarlık, dinin özüne en büyük ihanettir.
Tiranlığın İnşası Üzerine
Tarih boyunca Firavunlar ve zorbalar, ancak kendilerine körü körüne biat eden, akıllarını kullanmadan peşlerinden giden şuursuz kalabalıklar buldukları için ilahlaşabilmişlerdir. Tiranı var eden sadece kendi zulmü değil, aynı zamanda ona boyun eğen yığınların cehaleti ve teslimiyetidir.
Adalet ve Toplumsal Zemin Üzerine
Değerleri sarsılmış, dengesi bozulmuş bir toplumda sosyal adaleti kurmaya çalışmak, çürük bir temel üzerine sağlam bir bina dikmeye benzer. Önce o toplumsal zemini ıslah etmedikçe, fesadın köklerini kazımadıkça, üzerine konacak her adalet ve erdem yapısı eğreti kalmaya mahkumdur.
Bozulma Zinciri Üzerine
Nehir kaynağından bozulur. Halk ancak yöneticileri bozulunca yoldan çıkar; yöneticiler ise ancak ilim ve fikir adamları, adalet dağıtıcıları (kadıları) hakikate sırt dönüp menfaate yönelince bozulma cüretini gösterirler. Eğer Hakkı haykırmaktan çekinen, yanlışa göz yuman sözde alimler ve hakimler olmasaydı, idarecilerin fesadı bu denli yayılmazdı; zira onlar, ilmin ve adaletin heybetinden, halkın vicdanından çekinirlerdi.
Değişimin Hikmeti Üzerine
Eğri bir yapıyı yıkıp yerine doğru bir nizam kurmak isteyenin ilk işi, eskisinin yerine koyacağı sağlam, işler ve adil alternatifi hazırlamak olmalıdır. Yoksa hazırlıksız bir yıkım, toplumu yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktan beter bir hale sokabilir. Basiret, sonunu düşünerek adım atmaktır.
Dirilişlerin Sünneti Üzerine
Bu, milletlerin tarihindeki değişmez bir kanun, dirilişlerin şaşmaz bir sünnetidir: Aklın uyanışı, fikrin aydınlanması, daima yükselişi hedefleyen ciddi siyasi hamlelerden ve köklü toplumsal sıçrayışlardan önce gelir. Zira fikir, eylemin tohumu ve ruhudur; o olmadan yapılan her hareket köksüz ve yönsüz kalır. Önce zihinlerde inkılap gerekir.
Hikmet Pınarından Süzülenler
- Bir binanın en zayıf taşı, temelindeki çürük niyettir.
- Gölgesinde oturduğun çınarın kurdu, gövdesinin içindedir; dışarıdaki balta sadece son darbeyi vurur.
- Fikir, toprağa düşen tohumdur; eylem ise sadece yağmuru bekleyen filiz.
- Sessizliği en tehlikeli olan, hakikati bilen âlimin sükûtudur.
Türk Gençlerine Pratik Tavsiyeler
- 1. Kendi Kütüphaneni İnşa Et: Zihnini, sana sunulanların vitrini değil, bizzat kendi seçtiklerinle inşa ettiğin bir kale yap. İbn Haldun'un "Mukaddime"siyle toplumları oku, Yunus'un dizeleriyle gönlüne bak, Aliya İzzetbegoviç ile Doğu ve Batı arasında bir köprü kur. Fikir atlasını kendin çiz.
- 2. Liyakat Zinciri Oluştur: Bir grup çalışmasında, bir dernek faaliyetinde veya bir arkadaş meclisinde, işi en iyi yapacak olana teslim etme erdemini göster. Hatır için değil, hak ettiği için paye ver. Kendi küçük dünyanda, liyakati esas alan bir adalet iklimi oluştur.
- 3. Dijital Hisarını Sağlam Tut: Gündemini, parmaklarının ucundaki ekranın değil, kalbinin ve aklının belirlemesine izin ver. Günlük "tefekkür molaları" vererek, önceliklerini bir kâğıda yaz. Değersiz olanın, kıymetli vaktini çalmasına müsaade etme.
- 4. Hizmette Yarış, Riyadan Kaç: Mahallenin bir eksiğini gidermek, bir yaşlının duasını almak veya bir sokak hayvanının başını okşamak için harekete geç. Bunu, kimsenin görmediği bir anda, sadece Rabbinin rızası için yap. En büyük makam, O'nun katındaki makamdır.
- 5. Sorumluluk Sahnesi'ne Çık: Sadece eleştiren bir seyirci olma. Okul temsilciliğinden, bir sivil toplum kuruluşunda gönüllülüğe kadar, sorumluluk alabileceğin en küçük bir role dahi talip ol. Tiranları var eden, sahneyi boş bırakan sorumsuz kalabalıklardır.
Diriliş Şiirleri
Ey Kendi Yolunu Açan! Çağrıyı Duy, Kendine Yürü
Liyakat horlanınca, ülke yasına düşer,
Başa ehliyetsizler, geçtiğinde ne eyler?
Hürriyetsiz bir erdem, ne meyveler devşirir?
Kalbi zorla inandırmak, ruha zulmü gösterir.
Asıl şifa içindedir, dıştaki dert ne söyler?
Önce kendini onar ki, dışardaki de biter.
Bir maç için ağlarsın, gözün yaşını döker,
Medeniyet can çekişir, o an kim kime ne der?
Riyakâr sofuluk bil, küfürden daha beter,
Sinsi bir zehir gibi, ruhun özüne işler.
Tiranlar nasıl doğar, kim onlara güç verir?
Aklını terk eden yığın, zorbaları şah eder.
Adalet bir binaysa, sağlam bir zemin ister,
Çürük temel üstünde, en sağlam duvar göçer.
Nehir baştan bulanır, su yolunu kirletir,
Âlim sustu mu zalim, daha da cüret eder.
Yıkmadan önce yapmalı, sonu olmasın beter,
Hesapsız bir değişimle, nice umutlar biter.
Diriliş fikirdedir, bu ilahî bir haber,
Aklın ışığı yanmazsa, her eylem boşa gider.
Ey genç nefes, bu çağrı, sana umutlar biçer,
Karanlıkta kalma ki, ruhun aydınlık seçer.
Sadece yöneteni, hor görüp de kim yerer?
Hakikati haykır sen, susan diller kan döker.
Boş davayla avunma, bak, nice ömür geçer,
Önceliğin vatan olsun, irfan olsun, değerler.
Körü körüne inanma, aklın tartar ve ölçer,
Firavun’un karşısında, Musa olan sesindir.
Gösterişe aldanma, özün sözünü besler,
Riyanın tuzağından, ancak arı kalpler geçer.
Yıkmak için yola çıkma, yapıcı ol, elin işler,
En güzel binayı kuran, planını önce çizer.
Çürük zeminden şikâyet, etmeyi artık keser,
Temeli kendin ol ki, adalet onda yeşerer.
En büyük inkılabı, önce ruhunda başlar,
Fikrinle kanatlanırsan, kimse önünü kesemez.
Sen kendine yürüdükçe, yollar sana yol verir,
Bu toprağın mayasısın, gelecek seninle güler.
Telif Hakkı © 2025, Dr. Aladdin Ali'in orijinal metninden ilhamla, Dr. Aladdin Ali tarafından yapılan bu edebi tercüme ve yeniden yorumlamanın tüm hakları mahfuzdur. İçeriğin, kısmen veya tamamen, yazarın yazılı izni olmaksızın kullanılması, kopyalanması veya yeniden yayımlanması, bu edebi ve ilmî çalışmaya gösterilen emeğin ve fikrî mülkeyetin korunması amacıyla yasaktır.
