14. Aslan ve karınca
Bu hikayenin kaynağı Dr. Aladdin Ali'nin "İlham Verici Hikayeler ve Büyük Anlamlar" adlı kitabıdır.
Bu kıssa, hayvanların dilinden, hedeflerinden sapmış bir yönetim sisteminin kurgusal öyküsünü anlatır. Her sistem, varoluş amacına, yani belirlenmiş hedeflerine ulaşmak için kurulur. Bu hedefler, sistemin yol haritasıdır. Haritadan sapan bir yolculuk nasıl ki menzile varamazsa, amacından uzaklaşan bir sistem de başarısızlığa mahkûmdur. Böyle bir durumda ya rota yeniden çizilmeli ya da o sistemden vazgeçilmelidir. Zira bir sistem, kendisinden bekleneni veremiyorsa, varlığını sürdürmesinin bir anlamı kalmamıştır.
Hikaye
Bir karınca kolonisinde, işine aşkla bağlı bir işçi karınca yaşardı. Bu küçük işçi, her gün güneşin ilk ışıklarıyla birlikte uyanır ve durmaksızın çalışırdı. Kendine özgü disiplini ve azmi, onu koloninin en üretken üyesi yapmıştı.
Ormanın Aslan Kralı, bu küçük işçiyi izlerken düşündü: "Bu minik varlık, dış etkenlerden çok içsel bir arzuyla hareket ediyor. Acaba onun bu üretkenliğini daha da artırabilir miyiz?" Aslan Kral, bu düşünceyle, karıncanın çalışmalarını denetlemek için bir hamamböceğini görevlendirdi. Hamamböceği, detaylara olan dikkati ve titizliğiyle tanınırdı. Bu yeni görevi, büyük bir ödülün vaadiyle kabul etti ve böylece bürokratik süreçlerin dönemi başladı.
Karmaşık bir yoklama sistemi kuruldu, bir örümcek sekreter işe alındı ve iş yerinde evrak işleri ve uzun toplantılarla dolu bir labirent oluştu. İşini severek yapan karınca, bu boğucu prosedürler karşısında moralini kaybetmeye başladı. Toplantılar, onun değerli çalışma saatlerini tüketiyordu. Ancak Aslan Kral, bu durumun farkında değildi ve hamamböceğinin hazırladığı raporlardan memnuniyet duyuyordu.
Saflığıyla, büyüyen departmanı yönetmesi için etkileyici yönetim derecelerine sahip bir eşek arısını işe aldı. Eşek arısı, lüks bir ofis, son teknoloji bir bilgisayar ve özel bir asistan talep etti. Stratejik planlar ve bütçe teklifleri hazırlamaya başladı. Ancak bu görevler, departmanın asıl işlevini gölgede bıraktı - işleri halletmek.
Bir zamanlar işini severek yapan karınca, artık sıkıcı bir masa başı işine dönüştü. Çalışanların yüzlerindeki gülümsemeler kayboldu ve yerini zorunluluk duygusu aldı. Aslan Kral, bu durumu fark etmeyerek, düşük moral ve üretkenliği sistemin hatası olarak gördü.
Durumu düzeltmek için Aslan Kral, ünlü bir yönetim danışmanı olan Baykuş'a başvurdu. Baykuş, bir yıl süren kapsamlı bir araştırma sonucunda bir sonuca vardı: Şişkinlik vardı. Çözüm neydi? Motivasyonu düşük personelden kurtulmak - tüm operasyonu özveriyle yürüten karıncaya bir gönderme.
Aslan Kral, Baykuş'un çözümünü kabul etti ve işten çıkarılacaklar listesinin başında kim vardı? İşletmenin başarısını kendi içsel motivasyonu ve tutkusuyla körükleyen karınca. Sistemin çarkları arasında ezilen küçük işçi karınca, sonunda "en üretken" ortamın kurbanı oldu. Karınca artık bir yük, "en üretken" ortam üzerinde olumsuz bir etki olarak görülüyordu - bir zamanlar neşeli ve verimli olan iş yerinde ciddi bir bozulma yaşanıyordu.
Hikâyeden Süzülen Bilgece Söz
- Aşk ile atılan bir adım, mecburiyetle yürünmüş bin adımdan daha bereketlidir.
- Bilgi, her şeyi sayar; hikmet ise neyin sayılmaya değer olduğunu bilir.
- Güneşi denetlemeye kalkan, kendi gölgesinde kalmaya mahkûmdur.
- Bir yapıyı ayakta tutan en değerli tuğla, çoğu zaman en sessiz ve en mütevazı olanıdır.
- Bir gönül yıkan, en sağlam sandığı sarayın temelini kendi elleriyle dinamitlemiştir.
- Nihai hedef verimlilik değil, manadır. Mana varsa, bereket zaten onun sadık bir yoldaşıdır.
- Gözü olan ama basireti olmayan rehber, uçuruma giden en kestirme yolu gösterir.
- Dışarıdaki gürültü, içerideki sesi bastırdığında, en büyük servetini kaybetmişsin demektir.
- En büyük zafer, rakamları büyütmek değil; en acı yenilgi, ruhu küçültmektir.
- Rakamlarla ölçülen bir krallıkta, ruhun ağırlığı hissedilmez olur.
Türk Gençlerine Yönelik Pratik Öneri
- Tutkunun İzini Sür: Kariyerini seçerken maaştan ve unvandan önce, kalbini neyin neşeyle çarptırdığını keşfet. Yaptığın iş, "için" olsun, sadece "geçinmek için" değil.
- "Neden"ini Koru: Seni ilk harekete geçiren o saf sebebi, o ilk heyecanı asla unutma. Bürokrasi ve rutin, "neden"ini unutturduğunda, yolunu kaybetmişsin demektir.
- Kendi Yolunu Çiz: Ruhuna hitap etmeyen bir sistemin parlak bir dişlisi olmaktansa, kendi küçük ama anlamlı patikasını açan bir "karınca" olmayı göze al.
- İçsel Disiplin Edin: Dışarıdan alkış veya denetim beklemeden, kendi iç vicdanın ve ahlakınla en yüksek standartta iş yapmayı öğren. En büyük denetçi, insanın kendi vicdanıdır.
- Başarını Kendin Tanımla: Toplumun veya sistemin sana dayattığı "başarı" ve "verimlilik" kalıplarını sorgula. Senin için başarı, huzur mu, unvan mı, yoksa anlam mı? Kendi ölçütlerini koy.
- Hikmetli Rehberler Bul: Sana sadece "ne yapman gerektiğini" söyleyen yöneticilerden veya danışmanlardan ziyade, "kim olduğunu" ve potansiyelini sana hatırlatan bilge ve mütevazı akıl hocaları ara.
- Küçüğün Bereketini Anla: Büyük unvanların ve parlak ofislerin cazibesine kapılma. Anlamlı işler ve gerçek dostluklar, çoğu zaman küçük ve samimi ortamlarda filizlenir.
- Ruhunu Pazarlık Konusu Yapma: Yaptığın işin değerini ve o işe kattığın ruhu, yöneticilerinle ve çevrenle konuşmaktan çekinme. Sessiz kalırsan, görünmez olursun.
- Ne Zaman Ayrılacağını Bil: Bir ortam, içindeki yaratma sevincini ve yaşam neşesini tüketiyorsa, o "kulübe" tamamen yanmadan oradan ayrılmak bir kaçış değil, en büyük bilgeliktir.
- Gönül Yapmayı Unutma: Kariyer basamaklarını tırmanırken, ardında kırık kalpler bırakmamaya özen göster. En büyük yatırım, insanın gönlüne yapılan yatırımdır.
Şiirle çarpan bir gönül
Karıncanın Türküsü
Bir karınca vardı, şevk ile her an,
Aşk ile çalışır, coşardı o can.
Toprağı bir yoldaş, bilirdi her zaman,
Yaptığı her işti, ona armağan.
Kral aslan gördü, dedi ki o an,
"Bu gücü yönetmek, bize olsun şan.
Daha da artsın bu, verimlilik inan,"
Dedi ve imzaladı, o ağır ferman.
Denetçi atandı, bir hamamböceği, vermezdi aman,
Ölçtü, biçti, saydı, geçtikçe zaman.
Sekreter örümcek, ağ kurdu yaman,
Raporlar içinde, kayboldu o can.
Müdür eşek arısı, istedi her an,
Lüks bir ofis ile, yeni bir unvan.
Strateji, bütçeydi, tek bildiği inan,
Gölgede kalmıştı, o güzel zaman.
Baykuş danışmandan, istendi beyan,
Baktı rakamlara, dedi ki o an:
"Sorun karıncadır, verimsiz kalan,
Atılsın sistemden, olmasın ziyan."
O vefalı emekçi, atıldı o an,
Krallık sessizdi, boş kaldı meydan.
Anladı ki aslan, geçince zaman,
Ruhu öldürmüştü, kalmadı iman.
Dıştan gelen düzen, içten gelen can,
Birini seçmezsen, olursun ziyan.
Rakamlar kör eder, aldanma ey can,
Gönül gözü görmez, şaşı olur inan.
Aşk ile yapılan, iştir aslolan,
Zorla yaptırılan, olur bir zindan.
Bir gönül yıkılır, sarsılır cihan,
Bereket kaybolur, kalmaz hiç derman.
Kontrol güvensizlik, sevgi armağan,
Biri ruhu kurutur, diğeri her an
Yeşertir, büyütür; anla ey can,
En büyük hazinedir, içindeki şan.
Ey genç arkadaşım, dinle bu beyan,
Sana emanettir, o içteki can.
Sistemler içinde, olma kaybolan,
Kendi pusulanla, yolunu bul her an.
Tutkunu rehber tut, odur tek yaran,
Unvanlar, maaşlar, hepsi bir yalan.
Anlamlı bir hayat, en büyük unvan,
Gerisi angarya, boş geçen zaman.
Vicdanın konuşsun, sussun o divan,
Işığın sönmesin, parlasın her an.
Sen kendi yolunun, beyi ol, inan,
En büyük krallık, sensin kahraman.
Karıncanın Türküsü: İçimdeki Cihan
Bir karınca vardı, şevkle çalışan,
Yaptığı her işte, aşkıydı yanan.
Neşesiyle yurda, bereket katan,
Kendi halinde bir, huzurlu kahraman.
Kral Aslan gördü, bu parlak şanı,
Dedi: “Denetlensin, artsın bu verim anı.”
İyi niyetle verdi, o kör fermanı,
Görmedi kalpteki, o ince manayı.
Bir hamamböceği, geldi o zaman,
Denetçi yazıldı, o zorba unvan.
“Her şey sayılsın,” der, kalmadı vicdan,
Raporlar içinde, kayboldu o can.
Sonra eşek arısı, hırsıyla taşan,
Ve kâtip örümcek, ağını kuran,
Toplantı, çizelge, bitmeyen yalan,
O neşeli yürek, gam ile dolan.
Verimlilik düştü, kalmadı heyecan,
Kral dedi: “Neden, bu hale kalan?”
Danışman getirdi, bir bilge baykuştan,
Dedi: “Sorun tembel, o işten kaçan!”
Bu kör bilgelikle, o vefalı can,
“Verimsiz” denilerek, atıldı o an.
Aşk ile çalışan, o saf, temiz kan,
Sürüldü yurdundan, kalmadı aman.
Bu kıssa anlatır, dinleyen insan,
Sistemler ruhu yok saydığı zaman,
Yıkar en değerli olanı, inan,
Geriye yalnızca, boşluktur kalan.
Bilgiyle hikmeti, ayır her zaman,
Biri can alırken, diğeri verir can.
Gözüyle gören değil, kalbiyle tartan,
Zulmün karanlığında, olmaz bir yanan.
Dışarıdan gelen, her emir, her ferman,
Söndürür kalpteki, o şevki inan.
İnsanın cevheri, içindeki iman,
Mecburiyetle değil, sevdayla coşan.
Ey genç yoldaşım, sen kendini tanı,
Duy yüreğindeki, o kutlu anı.
Bırak rakamları, boş ver unvanı,
Tutkunun peşinden, koş sen her zaman.
Sistemler ezmesin, sendeki o canı,
O senin kalendir, en sağlam olanı.
Koru o ateşi, içindeki imanı,
En karanlık günde, odur yol bulanı.
Dışarıda arama, dermana, hana,
Ne aslan ne baykuş, olur bir yanan.
Yürü kendi yolunda, sen ol kahraman,
En büyük kâinat, sendedir inan!.
Erişim Bağlantıları
Hikayenin sesli, görüntülü ve yazılı versiyonlarına aşağıdaki platformlardan ulaşabilirsiniz:
Telif Hakkı © 2025, Dr. Aladdin Ali'in orijinal metninden ilhamla, Dr. Aladdin Ali tarafından yapılan bu edebi tercüme ve yeniden yorumlamanın tüm hakları mahfuzdur. İçeriğin, kısmen veya tamamen, yazarın yazılı izni olmaksızın kullanılması, kopyalanması veya yeniden yayımlanması, bu edebi ve ilmî çalışmaya gösterilen emeğin ve fikrî mülkeyetin korunması amacıyla yasaktır.
