19. Domino Etkisi
Bu hikayenin kaynağı Dr. Aladdin Ali'nin "İlham Verici Hikayeler ve Büyük Anlamlar" adlı kitabıdır.
"Güzelliğin ardında gizlenen zehirli bir kadeh gibi, bu dünya sizi baştan çıkarıcı bir fısıltıyla cezbeder... Güzel görünen bir şey, aynı zamanda yıkıcı da olabilir. Bu durum, insanın karmaşık doğasını ve ahlaki değerlerin göreceliliğini gösterir."
Hikaye
Duvardaki bir çatlaktan nefis bir koku yayıldı ve farenin karnındaki ateşi tutuşturdu. Çiftçi ve karısı muhteşem bir kutuyu ortaya çıkarırken, bıyıkları beklentiyle seğirerek içeri baktı. Küçük parlak bir kutunun içinden yayılan nefis koku farenin burnunu gıdıkladı. Küçük kalbi heyecanla çarpan fare, bunun kendisi için özel bir ziyafet olduğunu düşünmüş olmalı. Ancak kutunun parlak metali onu dehşete düşürmüş. Sınırlı zekası bunun bir fare kapanı olduğunu fark etmiş!
Panik fareyi ele geçirdi. Gıcırtılar ve çılgınca seslenişlerle dolu tüylü bir kasırga gibi çiftlik evinin içinde koşuşturdu: "Bir fare kapanı! Bir fare kapanı getirmişler! Hepimiz mahvolduk!"
Tavuğun gıdaklaması havayı deldi. "Cidden fare," diye alay etti, "o zımbırtı beni ilgilendirmez. Ciyaklamanı bize bırak!"
Fare hiç şaşırmadan koyunlara doğru atıldı. "Dikkat et! Dikkat!" diye bağırdı. "Bu ev bir tuzak!"
Koyun hiç bozuntuya vermeden küçümseyici bir gülümseme takındı. "Ürkek yaratık," diye mırıldandı. "Hırsızlık ve yıkımla dolu bir hayat yaşıyorsun, sonra da sonuçlarıyla yüzleştiğinde sızlanıyorsun. Sen, dostum, zaten kapana kısılmışsın - kendi korkaklığının esiri olmuşsun. Belki de yiyecek çalmayı ve ipleri kemirmeyi bıraksaydın, kendini böyle bir durumda bulmazdın."
Kederli fare ineğe doğru yürüdü. Ama sığır sadece kıkırdadı. "Evde bir tuzak diyorsun. Akıl almaz bir şey! Böylesine dayanıksız bir düzenekle bir ineği yakalamaya cesaret edemezler herhalde."
Yalvarışlarının kulak ardı edildiğini fark eden fare, meseleyi kendi minik pençelerine almaya karar verdi. Çiftçiyi gözetledi ve tuzağın yerini titizlikle ezberledi. Yeni bulduğu kararlılıkla, daha güvenli bir sığınağa taşınmaya karar vererek huzurlu bir uykuya daldı.
Kan donduran bir çatırtı gecenin huzurunu bozdu. Kalbi küt küt atan fare sesin kaynağına doğru koştu. Orada, tuzağın pençesinde kıvranan zehirli bir yılan vardı, kuyruğu metal çeneye sıkıca sıkışmıştı.
Çiftçinin karısı, kargaşanın etkisiyle tökezleyerek karanlığa daldı ve çırpınan yılanı av zannetti. Tuzağı kavradı ve bir anda yılan dişlerini etine geçirdi.
Panik başladı. Çiftçi hasta karısını hastaneye götürdü, tedavi gördü ama eve ateşler içinde döndü. Ateşli bir ruh et suyu, tercihen de doyurucu bir tavuk çorbası ister. Ne yazık ki tavuk bir sonraki kurban oldu, hasta kadını beslemek için hayatı söndü.
Çiftçinin karısının hastalık haberi bir anda yayıldı. Dostları ve komşuları kapılarına dayanmış, başsağlığı dileyerek bir ziyafet istemişler. Bir zamanlar huzurun sembolü olan koyun, şimdi büyüyen kalabalığı doyurmak için kendini kesime götürülürken buldu.
Ne yazık ki yılanın zehri çok etkiliydi. Günlerce süren mücadelenin ardından çiftçinin karısı hayatını kaybetti. Yüzlerce yas tutucu geldi, kederleri ineğin hayatını yutan yırtıcı bir canavardı - bu korkunç olaylar zincirindeki son domino taşı.
Fare, yeni bulduğu güvenli sığınağından şaşkın bir sessizlik içinde olanları izledi. Kendisi için hazırlanan tuzak bir domino etkisi yaratmış ve ardında bir yıkım izi bırakmıştı. Bu, kontrolsüz bırakılan en küçük tehdidin bile, görünüşte en güvenli varoluşun dokusunu çözebileceğinin keskin bir hatırlatıcısıydı.
Resmi daha açık hale getirmek için... Hayatta kalan tek hayvanın, tuzağın hedefi olan ve tehlikeyi hisseden tek hayvan olan fare olduğunu hatırlatırım... O zaman okuyucu, tuzaktan uzak olduklarını düşünenleri bir düşün... Tehlikeyi hissetmiyorlar ve hatta tuzağın kurbanlarının tahmin ettiğinizden daha fazla olabileceğini içgüdüsü ve deneyimiyle bilen farenin korkularını hafife alıyorlar.
Hikâyeden Süzülen Bilgece Söz
- "Bana dokunmaz" deme; aynı gemide, en küçük sızıntı bile herkesi batırabilir.
- En zayıf halkanın (farenin) çığlığı, çoğu zaman en büyük fırtınanın habercisidir. Onu duymayan, fırtınada boğulur.
- Kibir, tehlikeyi görmeni engelleyen bir perdedir. İnek, kendini tuzaktan büyük gördüğü için kurban oldu.
- Bugünün küçük ihmali, yarının en büyük felaketinin ilk domino taşıdır.
- Bir başkasının sorunu olarak gördüğün şey, henüz senin kapını çalmamış ortak bir tehlikedir.
- Kayıtsızlık, felaketi davet eden en tehlikeli cehalettir.
- Fare kapanı, sadece fareyi değil, ona kayıtsız kalan herkesi (tavuk, koyun, inek) yakalayan bir sistemin alegorisidir.
- Herkes dünyayı kendi güvenli alanından seyreder; ta ki o alan, başkasının sorunu yüzünden yerle bir olana dek.
- Tehlikeyi hisseden (fare) hayatta kaldı; kendilerini güvende sananlar ise o tehlikenin bedelini ödedi.
- Birbirine bağlı bir dünyada, hiçbir sorun "sadece başkasının sorunu" olarak kalmaz.
Türk Gençlerine Yönelik Pratik Öneri
- "Beni İlgilendirmez" Deme: Okulunda, işinde veya mahallende bir haksızlık veya sorun gördüğünde, "Bu beni ilgilendirmez" deme. O sorun, bir domino taşı gibi er ya da geç senin hayatını da etkileyecektir.
- En Zayıf Sesi Dinle: Toplumda veya arkadaş grubunda en çok şikâyet eden, en "zayıf" görünen (fare gibi) sesleri dinle. Genellikle tehlikeyi ve sistemdeki çatlağı ilk onlar fark eder.
- Kibir Tuzağına Düşme: Başarıların veya konumun (inek gibi) seni sorunlara karşı "dokunulmaz" yapmaz. Kibrini bırak ve her uyarıyı, en küçük kaynaktan bile gelse, ciddiye al.
- Global Düşün, Yerel Hareket Et: Dünyanın öbür ucundaki bir çevre sorunu veya ekonomik krizin "sadece onları" etkileyeceğini düşünme. Hepimiz birbirine bağlı bir sistemin parçasıyız.
- Kayıtsız Çoğunluğa Uyma: Bir tehlike anında çoğunluğun (tavuk, koyun) kayıtsızlığına uyma. Durumu kendin analiz et ve fare gibi kendi önlemini al veya uyarını yap.
- Empatiyi Genişlet: Bir arkadaşının "küçük" dediğin bir derdi, aslında tüm arkadaş grubunu etkileyecek büyük bir sorunun ilk işareti olabilir. Onu dinle ve ortak bir çözüm arayın.
- Sistemik Farkındalık Geliştir: Sadece kendi anlık hedeflerine odaklanma. İçinde bulunduğun sistemin (okul, iş, ülke) nasıl çalıştığını ve küçük bir değişikliğin neleri tetikleyebileceğini anlamaya çalış.
- İlk Taşı Düşün: Bugün attığın küçük bir adımın (iyi veya kötü) gelecekte nasıl bir domino etkisi yaratacağını düşünerek hareket et.
- Pasif Kalma: Tehlikeyi gördüğün halde sessiz kalmak, o tehlikenin ortağı olmaktır. Medeni cesaret göster ve uyarını yap, fikrini söyle.
- Kendi "Kapanını" Bil: Hayatındaki "fare kapanlarına" (zamanını çalan alışkanlıklar, toksik ilişkiler vb.) karşı uyanık ol. Onları görmezden gelmek, tüm hayatının domino taşları gibi devrilmesine neden olabilir.
Şiirle çarpan bir gönül
Domino Etkisi - ZİNCİR
Ey genç yoldaşım, dinle sözü mestâne,
Dünya sunar kadehi, rengi şâhâne.
Dışı baldır lakin, içi zehirhâne,
Aldanma bu davete, olma divâne.
Bir fare sezdi, tuzak kurulmuş hâne,
Yem kokusu sarmıştı, aklı pervâne.
Anladı felaketi, geldi imâne,
Koştu dost sandığına, dosta bîgâne.
Tavuk gıdakladı ki: “Bu ne bahâne?”
Koyun dedi: “Suçunla yüzleş, düşmânâne.”
İnekse aldırmadı, güldü cahilâne,
Korkuyu anlatanı, kıldılar divâne.
Tuzak şakladı bir gece, ses pek virâne,
Yılan yakalanmıştı, geldi o an efsâne.
Soktu evin hanımını, oldu hastahâne,
Çorba için can verdi, tavuk kurbâne.
Taziyeçin gelenler, doldu o hâne,
İkram için kesildi, koyun merdâne.
Ölüm sardı her yanı, girdi can evine şahane,
Ve inek de devrildi, son oldu kurbâne.
Bir küçük ihmal oldu, böyle efsâne,
“Bana dokunmaz” deme, bak bu virâne.
Her zerre bağlıdır, cihanda her bir dane,
Sen de bir halkasın, gelme isyâne.
Akıl ile seyret sen, bu devr-i zamâne,
Kalbinle aydınlat yolunu, gir ârifâne.
Her adımın bir tohum, ektiğin bu cihâne,
Gayretle yazılır elbet, bahtın şâhâne.
DOMİNO
Bir dokunuş devirir bin bir tane,
Her bir adım bir sonrakine bahane.
Göz alıcı bir tuzaktır bu fani kâşâne,
Her lezzetin ardında bir dert gizlidir yâne yâne.
Fare sezer tehlikeyi, olur aklı divâne,
Der ki: "Bu bela hepimizin!", seslenir yârâne.
Bir dokunuş devirir bin bir tane,
Her bir adım bir sonrakine bahane.
Tavuk gıdaklar: "Bu dert değil hiç şâyâne!",
Koyun güler: "Korkaklığın olmuş sana bahane."
İnek der: "Beni etkilemez bu basit virâne!",
Kalır herkes kendi kör âleminde bîgâne.
Bir dokunuş devirir bin bir tane,
Her bir adım bir sonrakine bahane.
Lâkin kapan yakalar bir yılanı nâgehâne,
Zehir bir ele değer, şifa olmaz hastahâne.
Çorba için bir can gider, kaynar tencerde nâdâne,
Yas evini doyurmaya kesilir bir can merdâne.
Bir dokunuş devirir bin bir tane,
Her bir adım bir sonrakine bahane.
Ey genç yoldaşım, ibret al bu kutlu destâne,
"Bana değmez" deme, ateş sarar her bir yâne.
Birbirine bağlıdır canlar, incideki her bir dâne,
Uyanık ol, ileri bak, olma sakın divâne.
Erişim Bağlantıları
Hikayenin sesli, görüntülü ve yazılı versiyonlarına aşağıdaki platformlardan ulaşabilirsiniz:
Telif Hakkı © 2025, Dr. Aladdin Ali'in orijinal metninden ilhamla, Dr. Aladdin Ali tarafından yapılan bu edebi tercüme ve yeniden yorumlamanın tüm hakları mahfuzdur. İçeriğin, kısmen veya tamamen, yazarın yazılı izni olmaksızın kullanılması, kopyalanması veya yeniden yayımlanması, bu edebi ve ilmî çalışmaya gösterilen emeğin ve fikrî mülkeyetin korunması amacıyla yasaktır.
