Aladdin Pertanian Internasional

Spark Goodness
Komplek Harvest city Cileungsi, Bogor, West Java, Indonesia
+62 822 6184 7144 / +90 541 514 3721 dr.alaa@aladdin.my.id
Select menu item
  • Home
  • Services
    • Our Service
    • Request Consulting Services
  • Blog
  • About us
    • About
    • Company Profile
    • Founder & CEO
    • FAQ
    • Privacy Policy
  • MBTI
  • Contact
  • En
Tavuğu şişeye kim koydu

5. Tavuğu şişeye kim koydu?

Bu hikayenin kaynağı Dr. Aladdin Ali'nin "İlham Verici Hikayeler ve Büyük Anlamlar" adlı kitabıdır.

"İnsan kendi geleceğinin yaratıcısıdır ve güçlü bir irade zorluklar karşısında en güçlü silahtır. İradeniz güçlü, hayalleriniz büyük olsun ve kendinizi imkansızı başarabilir halde bulacaksınız. "Yapamam" demek bir hapishane gibidir, bizi umutsuzluk ve karamsarlık dünyasına hapseder. "Yapmaya çalışacağım" demek ise potansiyelimizi açığa çıkarmanın ve başarıya doğru bir yolculuğa çıkmanın anahtarıdır. Bu sözler hayattaki sloganımız olsun ve denemeyi bir kural haline getirelim. Denersek ya başarırız ya da öğreniriz ve her ikisi de kazan-kazan durumudur"

Hikaye

Güneş, o kadim şehrin kubbelerine ve minarelerine veda buseleri kondururken, Darülfünun'un loş bir dersliğinde, zaman sanki ağırlaşmıştı. İmtihanlar kapıdaydı ve talebelerin yüreğindeki sıkıntı, odanın havasına sinmişti. Dersin muallimi, yüzünde tebessümle harmanlanmış bir sükûnet taşıyan, sözü ve sohbetiyle gönüllere işlemeyi bilen irfan sahibi bir zattı. O gün dersi teftişe gelmiş iki maarif müfettişi de, en köşedeki sıralarda, ellerinde kalemleri, yüzlerinde ciddi bir ifadeyle oturmaktaydı.

Tam o esnada, arka sıralardan bir gencin kalbinden taşan bir feryat duyuldu: "Hocam, bu Arapça ne çetin bir lisanmış!" Bu tek ses, sanki bir baraj kapağını açmış gibiydi. Diğer talebelerden de benzer tonda mırıltılar, ümitsizlik dolu bir uğultu halinde dersliğe yayıldı. Önlerine sanki aşılmaz bir dağ gibi dikilen bu dersin ağırlığı altında eziliyorlardı.

Muallim, bu ümitsizlik duvarını tatlı bir tebessümle ve sükûnetle eritti. Gözlerinde bilgece bir pırıltı belirdi. "Öyle mi dersiniz?" dedi yumuşak bir sesle. "Peki, o halde bugün dersi bırakalım, sizinle küçük bir oyun oynayalım, bir muammanın sırrını aralayalım."

Bütün gözler merakla ona döndü. Muallim, ağır adımlarla tahtaya yürüdü ve tebeşirle daracık bir boğazı olan cam bir şişe resmi çizdi. Şişenin içine de, oraya nasıl girdiği akıl almaz, kanatları sıkışmış garip bir kuş kondurdu.

"Şimdi sualim şudur," dedi. "Bu şişeye ve içindeki kuşa hiçbir zarar vermeden, ne camı kırıp ne de kuşu incitmeden, onu oradan kim çıkarabilir?"

Derslikte bir hareketlenme oldu. Nice fikirler havada uçuştu. Biri, "Şişeyi ince bir elmasla keseriz," dedi. Bir diğeri, "Belki kuşu bir yemle boğaza doğru çekebiliriz," diye akıl yürüttü. Müfettişler bile bu zihin oyununa kayıtsız kalamamış, kendi aralarında fısıldaşarak kitabî bilgilere dayalı karmaşık çözümlerden bahsediyorlardı. Lakin her teklif, "kırmadan ve incitmeden" şartına çarpıp geri dönüyordu.

Hoca, her bir fikri sabırla dinledi. Bazen bir ipucu veriyor, bazen bir soruyla zihinleri daha da derine itiyor, lakin her daim onları düşünmeye, kendi akıllarının dehlizlerinde gezinmeye teşvik ediyordu.

Nihayet, en arkadaki talebe, sabrı tükenmiş bir halde seslendi: "Mümkünü yok efendim! Bu kuş oradan çıkmaz! Çıkması için ille de bir şeyin kırılması, bir şeyin bozulması lazım!"

Hoca, beklediği anın geldiğini belli eden bir tebessümle, "Kuralımız açıktır," dedi. "Kırmadan, incitmeden..."

Talebenin sesinde bu defa hafif bir alaycılık vardı: "O halde belki de onu oraya kim koyduysa, yine o çıkarabilir!"

Bu sözle birlikte sınıfta bir kahkaha tufanı koptu. Fakat bu kahkahalar, hocanın vakur ve ciddi bir sesle, "Elbette!" diye karşılık vermesiyle bıçak gibi kesildi.

Derslikte ölüm sessizliği hâkim olmuştu. Hoca, tane tane konuşmaya başladı:

"Elbette... O kuşu o şişeye koyan irade, onu oradan çıkaracak olan iradenin ta kendisidir. Şimdi size sorarım: Arapçanın zor olduğu fikrini, o kuşu, sizin zihin şişenize kim koydu? Bu, dışarıdan gelen bir hakikat midir, yoksa sizin kendi ellerinizle zihninize hapsettiğiniz bir vehimden, bir peşin hükümden ibaret midir? Siz onu oraya koymayı seçtiğiniz gibi, oradan çıkarmayı seçmedikçe, dünyanın bütün hocaları gelse, bütün kitapları önünüze serse, o kuşu oradan oynatamaz."

Sözler, birer tohum gibi talebelerin zihinlerine ekilmişti. Her birinin içinde bir kapı aralandı. Belki de zorluk, derste değil, kendi bakışlarındaydı. Belki de imkânsızlık, aşılması gereken bir dağ değil, zihinlerinde kurdukları bir duvardı.

Hoca, o gün ders anlatmadı. Sadece sorular sordu. Kuşu çıkarmanın başka yolları olabilir miydi? Bakış açısı nasıl değişirdi? Bir lisan, düşman gibi değil de sırdaş gibi görülse ne olurdu?

Her soru, bir kilidi açtı. Her cevap, bir prangayı çözdü.

İmtihan günü geldiğinde, o dersliğin talebeleri beklenmedik bir muvaffakiyet gösterdiler. Lakin asıl kazandıkları, yüksek notlardan daha fazlasıydı. Onlar, karşılarına çıkan her zorluğun, aslında kendi içlerinde aşmaları gereken bir engel olduğunu öğrenmişlerdi. O derslikte anlatılan "Şişedeki Kuş Kıssası", dilden dile dolaştı ve nice gence, hayattaki en çetin görünen meselelerin bile, doğru bir bakış, sabır ve gayretle aşılabileceğini fısıldadı.

Kıssadan Hisse

Bu kıssa, bize hayatın en temel sırlarından birini fısıldar: İnsanın en büyük zindanı da, en büyük sarayı da kendi zihnidir. Karşımıza çıkan zorlukları, aşılmaz dağlar olarak gören de biziz, onları tecrübeye ve hikmete dönüştürecek adımları atacak olan da.

Hayat yolunda bir meseleyle karşılaştığında, zihninin şişesine bak. İçinde kanatları sıkışmış, çaresiz bir kuş mu görüyorsun? Unutma ki o kuşu oraya koyan da, çıkaracak olan da sensin. Bazen en büyük zafer, dışarıdaki düşmanlara değil, zihnimizin şişesine kendi ellerimizle koyduğumuz o kuşa karşı kazanılır. Bunun için gereken ise kaba kuvvet değil; sabır, basiret ve insanın kendi iradesine olan inancıdır.

Hikâyeden Süzülen Bilgece Söz

  • En aşılmaz duvarlar, tuğlaları vehimle, harcı korkuyla karılmış olanlardır; kendi zihnimizde inşa ettiklerimiz.
  • Gerçeklik, baktığın şey değil, görmeyi seçtiğin şeydir. Gözünü terbiye et ki, hakikati görebilesin.
  • İrade, dağı yerinden oynatan bir manivela değil, dağı "aşılabilir bir tepe" olarak görmeyi sağlayan bir basirettir.
  • Sorunların kilidi, çoğu zaman sorunun kendisinde değil, ona tuttuğumuz anahtardadır. Yanlış anahtarla hiçbir kapı açılmaz.
  • Dış dünyada bir adım ilerlemek için, önce iç dünyada bir engeli aşmak gerekir.
  • En büyük esaret, farkında olmadığımız prangalardır. Zihnin prangalarından kurtulmadıkça, beden asla özgür olamaz.
  • Hakiki muallim, sana cevapları veren değil, seni doğru sorularla baş başa bırakandır.
  • "İmkânsız" kelimesi, iradenin pes ettiği yerde filizlenen bir yabani ottur. Onu yeşerten de, söküp atacak olan da sensin.
  • Bilgi, şişenin dışından onu tarif eder. Hikmet ise şişenin içindeki kuşu nasıl oraya koyduğunu hatırlar.
  • Kaderin, önüne çıkardığı şişelerdir; iraden ise o şişenin içine kuş koyup koymamaktır.

Türk Gençlerine Yönelik Pratik Öneri

  • "Zor" Demeden Önce Dur ve Düşün: Bir hedef veya ders için "Bu çok zor" dediğin anda, zihninin şişesine bir kuş koyduğunu hatırla. Önce "Neden zor geliyor?" ve "Bunu kolaylaştırmak için ne yapabilirim?" diye sor.
  • Bakış Açını Değiştir, Oyun Alanını Genişlet: Bir soruna takılıp kaldığında, ondan uzaklaş. Bir arkadaşına anlat, dışarıda yürü, farklı bir konuyla ilgilen. Geri döndüğünde şişeye farklı bir açıdan bakacaksın.
  • Kendi "Kuşunu" Tanımla: Seni en çok ne korkutuyor veya engelliyor? Başarısızlık korkusu mu? Elalem ne der düşüncesi mi? Bu "kuşu" net olarak tanımlamak, onu çıkarmak için ilk adımdır.
  • Soruları Cevaplardan Daha Çok Sev: Merak et. "Neden böyle?", "Başka nasıl olabilir?" gibi sorular, zihnini ezberden ve peşin hükümlerden kurtarır. Merak, iradenin en iyi dostudur.
  • Küçük Başla, İradeni Besle: Bütün bir dili bir günde öğrenemezsin ama 10 yeni kelime öğrenebilirsin. Her gün başardığın küçük bir hedef, iradeni besler ve daha büyük hedefler için seni güçlendirir.
  • "Neden Olmasın?" Zihniyetini Benimse: Bir fikir aklına geldiğinde, "Bu imkânsız" demek yerine, "Neden olmasın? Denemek için ilk adım ne olabilir?" diye sor. Bu küçük zihniyet değişimi, devrim niteliğindedir.
  • Tefekkür Vakti Ayır: Günün karmaşası içinde 15 dakika kendine ayır. Sadece düşün. Hayallerini, engellerini, "kuşlarını"... Bu sessiz anlar, en yaratıcı çözümlerin doğduğu anlardır.
  • Seni Yükselten "Muallimler" Bul: Sana sadece "yaparsın" diyenleri değil, hocanın yaptığı gibi sana doğru soruları sorarak seni düşündüren, ufkunu açan insanları çevrende tut.
  • Başarısızlığı "Veri Toplama" Olarak Gör: Bir denemede şişeden kuşu çıkaramadın mı? Harika! Artık o yolun işe yaramadığını biliyorsun. Bu bir başarısızlık değil, hedefe giden yolda bir veridir.
  • Kendi Hikâyenin Yazarısın, Unutma: Şişe de senin, kuş da, onu oradan çıkaracak irade de. Başkasının senin hikâyen için "imkânsız" demesine izin verme. Kalem senin elinde.

Şiirle çarpan bir gönül

Şişedeki Kuş

Zor bir dersle / kalplerini yorulan,
Genç yüzlerden / bir ümitsizlik taşan,
Bir kasavet / vardı derse katılan,
Her bir canda / sanki umut azalan.
Bir muallim / girdi sonra kapıdan,
Yüzündeydi / bir tebessüm parlayan,
"Bırakın dersi," / dedi o bilge insan,
"Bir oyun var / zihni derde salmayan."
Tahtaya bir / şişe resmiydi çizen,
Dar boğazlı / bir hapishane düzen,
İçine bir / kuş koydu garip, mahzun,
Kurtulamaz / kanadını çırpan.
"Kim çıkarır," / dedi, "cama dokunmadan?
Kim kurtarır / kuşu hiç ağlatmadan?"
Fikirler geldi / her bir zeki kafadan,
Lakin çözüm / yoktu kuşu kurtaran.
Sonunda bir / ses yükseldi sıradan:
"Bu imkânsız, / yoktur başka çıkar yol an!"
Bir diğeri / dedi alayla o an:
"Çıkaracak / yine kuşu or'ya koyan!"
Hoca dedi: / "İşte budur anlayan!
O kuş, senin / peşin hükmündür, inan!
O şişeyse / zihnindir kendi daralan,
İradendir / kuşu hapse kapatan."
Zihinlerde / bir şimşekti o an çakan,
Gönüllerde / yeni bir umut yanan,
O zor dersler / oldu zevkle aşılan,
Her bir engel / yoldan artık kalkan.
Ey genç yolcu, / bu kıssadan hisse kapan!
Zindanın da / sarayın da sensin yapan.
Engel sandığın / kendi vehmindir, aldanan!
O şişeye / kuşu sensin kapatan!
İşte budur / kıssanın sırrı olan:
İradendir / her bir kilidi açan.
Engeli sen / koydun, yine sen kaldıran,
Güç sendedir, / sensin dermanı bulan!
            

Zihnindeki Kuş

Bir dersliğe çökmüştü / koyu bir yeis o an,
Sınav derdi gönülde / nice bin ah ve figan.
Ümitsizlik içinde / kalmıştı her bir civan,
"Bu ders pek zor" diyordu / nice yorgun kahraman.
Bir muallim yaklaştı / pek bilge ve pek yaman,
Yüzünde bir tebessüm / kalbe verirdi derman.
Dedi: "Gelin, oynayalım / kalmasın hiçbir güman,"
Bir şişeye kuş çizdi / boğazı daracık olan.
"Nasıl çıkar bu kuş?" der / nice akil-i devran,
Fikirler çarpışır da / bulunmaz derde derman.
Müfettişler düşünür / yoktur elde bir ferman,
Kırmadan, incitmeden / bu iş zordur her zaman.
Bir ses dedi: "Bu işin / sırrı gayetle ayan,
Onu oraya koyan / çıkarır ancak o an."
Hoca dedi: "İşte bu! / sensin kendini yoran,
Şişe zihnin, o kuş da / vehmiyle seni yoran."
Ey genç yoldaş, dinle bak / sensin o kuşu koyan,
Kendi zihin şişene / korkuları dolduran.
Engeller hep içerde / dışarda yok aranan,
İradenle çıkarır / o kuşu yine o can.
Ey genç yoldaş, dinle bak / sensin o kuşu koyan,
Kendi gönül şişene / "yapamam" diye fısıldayan.
Kalk ve silkin ileri bak / geçip gider bu zaman,
O kuşu zindandan kurtar / sensin en büyük kahraman.
            

Erişim Bağlantıları

Hikayenin sesli, görüntülü ve yazılı versiyonlarına aşağıdaki platformlardan ulaşabilirsiniz:

  • YouTube'da İzle: "MrXWUyktqyw"
  • SoundCloud (Dr. Aladdin Ali) - Sesli Anlatım 1
  • SoundCloud (Alaa Sadic) - Sesli Anlatım 2
  • SoundCloud (Alaa Sadic) - Sesli Anlatım 3
  • LinkedIn Makale: "Tavuğu şişeye kim koydu?"
#ZihinselEngelleriAş #KişiselGelişim #İradeninGücü #Hikmet #BakışAçınıDeğiştir #Farkındalık #ŞişedekiKuş #Metafor #KendininLideriOl #Motivasyon #PeşinHüküm #İmkansızYoktur #BaşarıSırları #İçselYolculuk

Telif Hakkı © 2025, Dr. Aladdin Ali'in orijinal metninden ilhamla, Dr. Aladdin Ali tarafından yapılan bu edebi tercüme ve yeniden yorumlamanın tüm hakları mahfuzdur. İçeriğin, kısmen veya tamamen, yazarın yazılı izni olmaksızın kullanılması, kopyalanması veya yeniden yayımlanması, bu edebi ve ilmî çalışmaya gösterilen emeğin ve fikrî mülkeyetin korunması amacıyla yasaktır.

⭐ Rate This Story

Be the first to rate this story!

★ ★ ★ ★ ★

Related Posts

İki Zarfın Sırrı: Sorumluluk Mu, Vebal Zinciri Mi?

İki Zarfın Sırrı: Sorumluluk Mu, Vebal Zinciri Mi?

Ufkun Parıltısı ve Mevcudun Kıymeti

Krizlerin Ötesinde Bir Yol Haritası

Saadetin Parıltısı mı, Huzurun Sığınağı mı

Önceliklerin Pusulan Olsun

Korku Gecesinden Cesaret Şafağına

Aladdin Pertanian Internasional © {2025} All Rights Reserved